Türkiye’de girişimcilik denince akla gelen en güçlü örneklerden biri hiç şüphesiz Yemeksepeti’dir. Bugün milyonların kullandığı bu platform, aslında 2001 yılında birkaç arkadaşın hayaliyle ortaya çıktı. O dönem internetten sipariş vermek neredeyse kimsenin aklına bile gelmezdi. Restoranlar için de böyle bir sistem “gereksiz” görünüyordu.
Başlangıç: Kimsenin İnanmadığı Bir Fikir
Nevzat Aydın ve ekibi, Yemeksepeti’ni kurduklarında yalnızca 26 restoranla anlaştılar. Fakat hem tüketiciler internetten yemek sipariş etmeye alışık değildi hem de restoranlar buna sıcak bakmıyordu. Uzun yıllar boyunca yatırımcı bulmak imkânsızdı, büyüme çok yavaş ilerliyordu.
Nevzat Aydın’ın kendi sözleriyle:
“İlk 5 yıl, kapatma noktasına çok yaklaştığımız anlar oldu. Ama ya vazgeçecektik ya da sabredecektik. Biz sabretmeyi seçtik.”
Dönüm Noktası
Sabır sonunda karşılığını verdi. İnternet yaygınlaştıkça kullanıcı alışkanlıkları değişti, restoranlar sisteme daha çok katılmaya başladı. Yemeksepeti, 2000’lerin sonuna doğru artık hızla büyüyordu.
2010’lara gelindiğinde platform sadece Türkiye’de değil, Orta Doğu ve Avrupa’da da dikkat çekmeye başladı. Kullanıcı sayısı milyonlara ulaştı, yatırımcılar kapısını çalmaya başladı.
Büyük Satış
2015 yılına gelindiğinde ise Yemeksepeti, dünya devi Delivery Hero tarafından 589 milyon dolara satın alındı. Bu, Türkiye internet tarihinin en büyük satışlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Efsaneleşen Hamle: Çalışanlara 27 Milyon Dolar
Nevzat Aydın, satıştan sonra girişimcilik ekosisteminde unutulmaz bir adım attı. Kazandığı paranın 27 milyon dolarını 114 çalışana prim olarak dağıttı. Çalışanlar ortalama 250 bin TL civarında prim aldı. Bu karar, hem Türkiye’de hem de dünyada büyük yankı uyandırdı.
0 yorum